Bakan Avcı: Dershanelerin dönüşümü konusunda ne kadar doğru bir iş yaptığımızı gördük  
Bakan Avcı: Dershanelerin dönüşümü konusunda ne kadar doğru bir iş yaptığımızı gördük

Bakan Avcı: Dershanelerin dönüşümü konusunda ne kadar doğru bir iş yaptığımızı gördük

Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerin özel okullara dönüşümü ile ilgili paralel medyada çıkan haberlere ilişkin basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bakan Avcı, Anayasa mahkemesinde 1,5 saat süren bir ön savunma yaptıklarını belirterek, “Paralel medyada Anayasa Mahkemesindeki görüşmeler ile ilgili akla hayale gelmedik yalan haberler yayımlandığını söyledi. 

Bakan Avcı: Dershanelerin dönüşümü konusunda ne kadar doğru bir iş yaptığımızı gördük

Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı AK Parti´nin Eskişehir’de bir restoranda düzenlediği iftar programı sonrası dershanelerin özel okullara dönüşümü ile ilgili paralel medyada çıkan haberlere ilişkin basın mensuplarının sorularını cevapladı.

 

Anayasa Mahkemesi´nin, dershanelerin kapatılmasına ilişkin davada Pazartesi günü kararını açıklayacağını anımsatılması üzerine Bakan Avcı, 8 Temmuz Çarşamba günü Anayasa Mahkemesi´nde, dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi süreciyle ilgili yasa tasarısının iptali istemiyle açılan dava görüşmelerine katılmak üzere Anayasa Mahkemesi´ne gittiğini söyledi.

Millî Eğitim Bakanı olarak Anayasa Mahkemesi´nde 1,5 saat süren açıklama ve bilgilendirme yaptığını açıklayan Avcı, " Bazı medya organlarında, özellikle paralel medyada, Anayasa Mahkemesi´ndeki görüşmelerle ilgili akla, hayale gelmedik yalan haberler yayımlandı" şeklinde konuştu.

"Paralel medyada ´dershaneleri sevdiğimiz için kapatıyoruz´ şeklinde yazılan abuk sabuk cümle katiyen ne benim ağzımdan ne başka bir bürokratın ağzından çıkmamıştır, böyle bir şey gündeme gelmemiştir" diye konuşan Avcı, "Bu uydurma ifadeleri servis eden paralel örgütle bağlantılı sendika temsilcilerinin ve avukatların sorduğu sorular da sanki Anayasa Mahkemesi Başkanı tarafından sorulmuş gibi haberler yapılıyor. Bu doğru değil. Onlara da gereken cevaplar, tarafımdan orada verilmiştir" ifadesini kullandı.

Bu dezenformasyon ve yalan haber kampanyasının arkasında,  Anayasa Mahkemesi´ni olabildiğince psikolojik baskı altına alma amacı yattığını belirten Avcı, şöyle konuştu:

"Bu paralel yapılanmanın yalancılıkta, itibarsızlaşma faaliyetlerinde  ne kadar fütursuz olabileceğini bu vesile ile tekrar görmüş olduk. Dolayısıyla, dershanelerin dönüştürülme sürecinin ne kadar yerinde olduğunu da bu vesile ile bir kez daha gördük. Pazartesi günü mahkeme bu konuda kararı verecek.  Sadece bu konuda değil, biliyorsunuz iptal istenen başka maddeler de var. Okul yöneticilerinin atanmasına ilişkin yapılan yasal düzenlemeye ilişkin iptal istemleri var. Bunların hepsini mahkeme değerlendirecektir. Biz mahkemeden çıkacak her türlü sonuca hazırlıklıyız. Eğitim camiamızın, çocuklarımızın, velilerimizin, öğretmenlerimizin tedirgin olmalarını gerektirecek bir durum yok."

 

"Millî Eğitim Bakanlığı ne yaptığını çok iyi biliyor"

Millî Eğitim Bakanlığı´nın ve ÖSYM´nin yaptığı sınavların nasıl bir takvim doğrultusunda yargıya taşınabileceğine ilişkin, bütün partilerin mutabakatıyla 11 Eylül 2014 tarihinde yasal düzenleme yapıldığını anımsatan Avcı, şunları kaydetti: "Daha önce SBS sürecinde sınavlar yapıldıktan tam 9 ay sonra, yani bütün işlemler tamamlandıktan sonra mahkemeye müracaat edilip bir takım kaos üretmeye ilişkin kararlar çıkartılıyordu. Bunu önlemek için, bütün partilerin mutabakatıyla, el birliğiyle Millî Eğitim Bakanlığı´nın ve ÖSYM´nin yaptığı ve yapacağı sınavlara ilişkin itirazların, mahkemelerce ivedi yargılama usullerine göre değerlendirilmesi konusunda bir yasa çıkardık. Bu 11 Eylül 2014 tarihli bu yasa şunu öngörüyordu:  ´Millî Eğitim Bakanlığı´nın yaptığı sınavlara itirazlar, sınav bitiminden sonra 10 gün içinde yapılacaktır´ 10 günden sonra yapılan itirazlar yasaya göre dikkate alınmayacaktır. Yasaya göre, dava açma süresi 10 gün, dava açıldıktan sonra ilk inceleme ve tebliğe çıkarma süresi 7 gün, savunma süresi tebliğden itibaren üç gün, üç güne ek bir defaya mahsus üç gün daha uzatılabileceği, bu sürenin sonunda dosyanın tekemmül etmiş sayılacağı belirtilmektedir. Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç on beş gün içinde karara bağlanır. Dolayısıyla toplamda 38 günlük bir yargı süreci tanımlanmıştır.  Nitekim biz bu dönem sınavlarımızı mahkemelerden gelebilecek bütün ihtimallerini göz önüne alarak 38 gün değil, 55 günlük bir takvime göre ayarladık. Buna rağmen aldığımız duyumlara göre, sınavların bitiminden 8-9 ay sonra bir kargaşa ve kaos ortamı oluşturmaya yönelik olarak bazı mahkemelerden karar istihsal edilmeye çalışıldığına dair bilgiler geliyor. Kamuoyu bundan tedirgin olmasın; yasa çok açıktır. Millî Eğitim Bakanlığı ne yaptığını çok iyi biliyor"

 

Haberin Videosu:

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.