Bakan Yılmaz, Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Deklarasyonu İmza Töreni´ne katıldı  
Bakan Yılmaz, Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Deklarasyonu İmza Töreni´ne katıldı

Bakan Yılmaz, Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Deklarasyonu İmza Töreni´ne katıldı

Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın eşi Emine Erdoğan’ın katılımıyla, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) iş birliğinde düzenlenen Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Deklarasyonu İmza Töreni´ne katıldı.

Bakan Yılmaz, Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Deklarasyonu İmza Töreni´ne katıldı

Törende konuşan Emine Erdoğan, gerçekleştirilen etkinliğin, hükümetin çocuk işçiliğiyle mücadele kararlılığının bir ürünü olduğunu vurguladı. Bu yılın "Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yılı" olarak ilan edildiğini hatırlatan Emine Erdoğan, şöyle devam etti: "Allah´ın bize emanet olarak verdiği çocuklar bir iş gücü değildir, beşeri sermaye hiç değildir. Çocuk, işlenmeyi bekleyen bir mücevherdir, tertemiz, bembeyaz bir sayfadır. Çocuğun yeri ne sokak ne tarla ne fabrikadır. Çocuğun yeri okuldur. Çocuğun eline ne boya sandığı ne kağıt mendil ne tartı yakışır, çocuğun eline en çok kalem, defter, kitap yakışır. Çocukluğunda iyi eğitim almayan, şefkatten, sevgiden uzak kalan bireyler, gelecekte çeşitli sorunların da kaynağıdır. Küçücük yaşta tarlada, sokakta çalışmak zorunda kalan çocuklar tüm toplumu ilgilendiren bir ayıptır." Çocuklarla ilgili sorunların eğitimle çözülebileceğine dikkati çeken Erdoğan, bu kapsamda 2003´te "Haydi kızlar okula" dediklerini ve çok güzel sonuçlar elde ettiklerini söyledi. Çocuk işçiliğinin panzehrinin erken yaşta okul ve eğitim olduğunu aktaran Erdoğan, çocuğun bir mücevher olduğunu ve bu mücevher nasıl işlenirse ona göre bir mücevherin ortaya çıkacağını vurguladı.
 
Çocuk istismarı insanlığın yüz karası"
Emine Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek´in "Çocuk" şiirini okuyarak, gül kokan çocukların, açmadan solmuş güller haline getirilmemesini istedi. Konuşmasında çocuk istismarı konusuna da değinen Erdoğan, "Çocuk istismarı insanlığın yüz karası, toplumların en büyük ayıbı, dehşetli felaketlerin davetçisi bir konudur. Çocuk tacizine tevessül eden her mahluk en lanetli kelimelerle lanetlenmeli, en ağır hukuki cezaları almalıdır. Böylesine aşağılık bir mevzuyu konuşmak ülkemiz, dünyamız adına utancın en büyüğüdür." diye konuştu. Nazım Hikmet´in "Çınarı yıkmak için baltayı köküne vururlar." sözlerini hatırlatan Emine Erdoğan, çocukların "umudun temeli, hürriyetin kanadı ve memleketin kökü", dallara yürüyen suyun ise bu kökte saklı olduğuna işaret etti. Erdoğan, "Çocuklarını koruyamayan, tacizin konusu haline getiren toplumlar, insanlığı yaşatacak damarları tıkar, kurutur. İnsanlık onurunu yerle yeksan eder. Bugün gerek dünyada gerekse ülkemizde bu sorunu temelinden çözecek etkin politikalar üretilmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
 
Hükümetin bu konuda bir komisyon kurup aktif çalışmalara başladığını anımsatan Erdoğan, bu konunun tüm toplumun ortak çabasıyla çözülebileceğini, toplumu çözüme dahil etmeden politika üretilemeyeceğini dile getirdi. Emine Erdoğan, "Çocukları, istismarın konusu haline getiren tüm sebepler iyi tespit edilmeli, sorunun çözümüne hepimiz ortak olmalıyız. Çözümün parçası olmayanlar sorunun tarafı olurlar. Bu mesele aklı ve vicdanı olan her ferdin meselesidir. Çocukların güvende olmadığı bir toplum asla güvende değildir. Güvenin çatısı ise aile ve okuldur." ifadelerini kullandı.
 
Tüm sorunlarda sivrisinekleri öldürmekten çok, bataklıkları kurutmak için çabalamak gerektiğini vurgulayan Emine Erdoğan, mevsimlik tarım işçiliği, mültecilik gibi, çocukları eğitimden mahrum bırakan sorunların temelinden çözülmesi gerektiğinin altını çizdi. Suriye savaşının tetiklediği insani krizin de çocuk işçiliği oranını artırdığına dikkati çeken Erdoğan, çocuk işçiliğine sosyoekonomik sorunlar, çarpık kentleşme, kayıt dışılık gibi sorunların da etki ettiğini söyledi.
 
Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Önce bataklığı kurutmalı, eğitim imkanları ve kalitesini daha da artırmalıyız. Mevsimlik tarım işlerinde çocukların çalışmasının çözümü, aileleri bilinçlendirmek ve eğitime ulaşım imkanını artırmaktır. Bakanlıklarımızın bu ortak iş birliği ülkemizdeki çocuk işçilik oranını yüzde 2´nin altına düşürmek amaçlıdır. 1994´teki yüzde 15´lik oranı, 2000´li yıllarda yüzde 5´lere düşüren bir siyasi irade inanıyorum ki bunu da başaracak, hatta sıfırlayacaktır." "Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı, biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık." sözünü hatırlatan Erdoğan, bu bilinçle çocukları ilgilendiren sorunları çözmenin, boyunlarının borcu olduğunu kaydetti. Emine Erdoğan, 2018´in Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yılı seçilmesindeki katkılarından dolayı başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmak üzere, tüm bakanlıklara teşekkürlerini iletti.
 
"Eğitim devam ettiği sürece çocuk işçiliği azalacak"
Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ise başta Emine Erdoğan olmak üzere deklarasyonda emeği geçen herkese teşekkür etti. Çocuk işçiliğinin çocuğun eğitiminin önündeki en büyük engel olduğunu vurgulayan Yılmaz, eğitim devam ettiği sürece çocuk işçiliğin azalacağını, çocuk işçiliğinin sosyoekonomik nedenleri başta olmak üzere birçok sebebin kaldırılmasının da eğitimle mümkün olduğunu kaydetti.
 
Çocuk işçiliği sorununun en büyük yansımasının devamsızlık olduğunu dile getiren Yılmaz, devamsızlığın eğitimin kalitesini düşürdüğünü söyledi. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasının ilk faydasının çocuk işçiliğinin önlenmesi olduğuna dikkati çeken Yılmaz, öğrenciler arasında çocuk işçiliğinin yoğun olarak mevsimlik tarım alanlarında ortaya çıktığını, bu durumun da hükümetin öncelikle gündeminde olduğunu aktardı.
 
Konuşmaların ardından Emine Erdoğan, Millî Eğitin Bakanı İsmet Yılmaz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İLO Türkiye Direktörü Numan Özcan, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Başkanı Kudret Önen, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar´ın katılımıyla deklarasyon imzalandı.

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.